28 Ağustos 2011

Hayal Aleminde Boşluğa Savurduğum Kimsesizliğim

Yaktığımı zannettiğim sigaramın tıpkı benim gibi sönük ucunu görünce anlamıştım, herşeyi sadece zannedip, dıştan oluruna bırakıp, içten boşluğunu , ne kadar boş olduğunu görmüştüm. Boş anlamsız ve gerçekten aceleci bir dünyada tıpkı dünya gibi yaşıyorum.

Aslında haklısın hayat sen ona nasıl bakarsan oda sana onu gösterir deyişlerini, bana akıl verişlerini duyabiliyorum. Değişik bir yazı oluyor hafif mektubumsu, biraz psikolojik, biraz sen , biraz ben gibi. En çokta bizsizlikte kaybolmuş yıllar gibi... Bilmiyorum hiçbirşey bilmiyorum. Ne sevmeyi nede sevildiğimde sevildiğimin hissi. Kolayca harcadım geçen günleri, giden yüzleri, yılları. Sayısız sorunda savaşmak yerine kaçmayı kabul edende bendim.

Genellikle sevilmeyen, unutulan, değersizleştirilende... Başarımın değerimle orantılı olduğu bir düzende akraba ne demek onu öğrendim. Üniversite gibi bir yerde aslında unutulmayan tek şeyin geçmişte geçmişle yaşayamamış olmak olduğunu yaşayarak ögrendim. Bir gece karanlığında geceden çok düşsüzlüğümün karanlığından korkuyordum. Ben en çok ben olduğumu sandığımda bedenimin içini dolduramayacak biri olduğumu farkettim. Bedenden öte düşten önce arada bir yerde sıkıştırılmış karakterimin aslında karaktersiz olduğunu öğrendim. İçten bir özrün ne kadar zor olduğunu senle yaşayarak öğrendim. Keşke hayat yazıldığı gibi okunsa yada ben okunduğum kadar yazılsam hayata. Keşke...!

Ve evet kapatırken gözlerimi son sözlerimle sana bırakıyorum şarkımı tüm sensizliğimle:


ALL MY LOVE.

1 yorum: